Yeni Türkiye

  • Beitrags-Autor:
Eski Başbakan, yeni Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim zaferi ne yurt içinde, ne de yurt dışında kimseyi şaşırtmadı. Seçim sonucu ile beklenen tescillenmiş oldu. Demokratik, şeffaf ve şölen havasında bir Cumhurbaşkanlığı seçimine şahitlik ettik. Yurtdışı Türkler için Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte iki tarihi olay yaşandı. İlk defa yaşadıkları ülkelerde oy kullanırken, bu oyların Türkiye Cumhuriyetinin millet tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanını belirlemiş olması çifte mutluluk yaşattı.

YSK’nın başarısızlığı

Sandıkların ilk defa yurtdışına gelmesi heyecana, bürokratik engeller ise öfkeye sebebiyet verdi. Hayatında hiç bir seçimde oy kullanmamış birçok seçmenin bağlı bulunduğu başkonsolosluğuna gidip yurtdışı seçmen kütüğüne kayıt yaptırması, internet üzerinden randevu alma zorunluluğu, randevu almayan vatandaşlara Seçsis sisteminin otomatik randevu vermesi ve vatandaşların bu randevu tarihlerinden haberdar olmaması karışıklığa sebebiyet verdi. Bu zorlu prosedür yanısıra, YSK’nın hazırlamış olduğu yazılım sisteminin hata vermesi özellikle Avrupalı Türkleri dört seçim günü içerisinde canından bezdirdi.
Yurtdışında bulunan 2.8 Milyon seçmenin yarısı Almanya’da yaşamakta. 1.4 Milyon seçmen için sadece 7 merkezde oy kullanma imkanı sunulması, vatandaşlara bürokratik engeller yanısıra transfer sorununu da yaşattı.
YSK’nın akıllı telefonlar için geliştirdiği aplikasyonun hatalı olması, randevu almış vatandaşların randevularının sistem tarafından seçmenden habersiz değiştirilmiş olması gibi skandal olayların yaşanıldığı Cumhurbaşkanlığı seçimini tüm olumsuzluklara rağmen güvenlik sorunu yaşanmadan atlatılmış olması önemli. Bu seçim tecrübesi önümüzdeki seçimler için önemli tecrübe oluşturduğu muhakkak. Yapılan hata ve eksikliklerin giderilmesi milli iradenin önündeki bürokratik ve yapısal engelleri kaldıracaktır.

Yurtdışında seçime katılım

Tüm engelleri aşıp oyunu kullanan yurtdışı seçmen oranı %12.7. Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika gibi Türklerin yoğun yaşadığı ülkelerde sayın Erdoğan’a verilen oy oranı %70’lerde. Yurtdışı geneli oy oranları göz önünde bulundurulduğunda sayın Erdoğan için çıkan oy oranı %60.8. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlunun yurtdışı Türklerden aldığı oy %30.1, sayın Selahattin Demirtaşın ise %9.1.
Oy oranlarına bakıldığında yurtdışında yaşayan vatandaşların sayın Erdoğan’a olan desteğinin, Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu gözlemlemekteyiz. Yapılan hesaplamalara göre yaşanılan bürokratik engeller olmasaydı ve yurtdışı Türkler katılım oranlarında Türkiye ortalamasını tutturabilseydi (%74.1) sayın Erdoğan’ın aldığı oy oranı %51.8 değil, %55.8 olacaktı.
Önümüzdeki Genel Seçimde yurtdışı Türklerin oy kullanmalarını kolaylaştıran tüm yapısal çalışmaların yapılması ve YSK’nın inatla arkasında durduğu hataların giderilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yurtdışı Türklerin milli iradesi hukuki olarak verilmiş ancak fiiliyatta gasp edilmeye devam edilmiş olacaktır. 

Yeni Türkiye vizyonu ve batı medyasının tutumu

12. Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları tüm dünya tarafından büyük ilgiyle izlendi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGIT) seçim sürecini izleyerek ön raporunu açıkladı. Özellikle Alman siyasetçiler ve Alman medyası süreci yakından takip etti. Almanya Federal Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth seçim sürecini izlemek üzere Türkiye’de bulundu. Sol Parti yazılı açıklama yayınlayarak Selahattin Demirtaş’ı desteklediklerini deklare etti. Açık şekilde Erdoğan karşıtlığı üzerinden kamuoyu oluşturuldu. Der Spiegel dergisi Gezi sürecinde ‘Boyun Eğme’ başlığı ile 10 sayfa Türkçe özel ek ile çıktığı gibi 4 Ağustos 2014  tarihinde de ‘Erdoğan Devleti’ başlığı ile 16 sayfalık Türkçe özel ek ile çıktı. Türkçe konuşmayı dahi entegrasyona engel görürken Türkçe yayın yapmak hangi siyasi angajmanın ürünü olduğunu okuyucunun takdirine bırakıyorum.
Alman medyası ve Almanya’da yaşayan Türk kökenli seçmen tercihleri arasında büyük uçurum olması enteresan. Almanya, Türkiye seçimlerinde ilk defa oy kullanacak olan Türkleri etkilemek ve Erdoğan’ın seçilmemesi üzerine kampanya yürütmesine rağmen seçmen nezdinde tepki dışında bir etki oluşturamadı. Almanya’da yaşayan Türkler güçlü Türkiye’nin teminatı olarak gördüğü Erdoğan’ı ezici çoğunlukla Cumhurbaşkanı olarak seçti. Türkiye’nin ekonomik, demokratik ve stratejik güçlü konumda olması Avrupalı Türkleri yakından ilgilendiriyor.

Avrupa Birliği ve Almanya ile İlişkiler

Bazı Avrupalı siyasetçilerin ve batı merkez medyasının Erdoğan karşıtı tutumuna rağmen ilk turda mutlak çoğunluğu kazanıp Cumhurbaşkanı olan sayın Erdoğan’a karşı bazı akıl dışı eleştirilerin sürdürülmesi realist değil. Nitekim Almanya Başbakanı Angela Merkel tebrik mesajında ‘Almanya ve Türkiye’yi yakın ve güvenilir partnerlik birleştirmektedir. İki ülkenin geleneksel dostluğu devam edecektir’ dedi. Yazılı açıklamasında Ortadoğu’daki krizlere dikkat çeken sayın Merkel, bu krizlerin çözümünde Türkiye’nin önemli rol oynayacağını vurguladı.
Avrupa Birliği bu dönemde yaşadığı ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşurken Türkiye gibi bölgesinde stratejik önem arz eden bir ülkeye sırtını dönmeyi göze alamaz. Rusya ile yaşanan gerginlik, İŞİD teröristlerinin Ortadoğu’da estirdiği güvensiz ortam, Filistin meselesi gibi konular göz önünde tutulduğunda önümüzdeki süreçte Türkiye’nin konumu hem Avrupa’da, hem de bölgesinde güçlenecektir.
Seçim sonuçları ülkemiz ve dünya barışı adına hayırlara vesile olsun. Güçlü Türkiye demek haksızlık ve adaletsizlikle boğuşan kitlelerin arkasında güçlü duruş sergileyen ülke demek. Yeni Türkiye vizyonuna her zamandan çok ihtiyaç var.

http://www.gazetesiz.com/makaleler/asiye-bilgin/yeni-turkiye-123164.html

Schreibe einen Kommentar